Pilatesin Tarihçesi

Pilates metodu veya kısaca pilates, Joseph ‘Joe’ Huberts Pilates (9 Aralık 1883 – 9 Ekim 1967 ) tarafından geliştirilmiş bir egzersiz sistemidir.

Pilates tekniğine adını veren Joseph Huberts, jimnastik şampiyonu bir baba ve naturapati uzmanı bir annenin oğlu olarak 9 Aralık 1883 tarihinde Almanya’nın Mönchengladbach kentinde dünyaya geldi. Yunan kökenli ailenin önceleri Pilatu olan soyadı Almanya’ya göç etmeleriyle Pilates halini almıştır.

Astım ve romatizmayla boğuşan ve çelimsiz bir çocuk olan Pilates, bir aile hekimi tarafından kendisine verilen anatomi kitabı sayesinde daha çocukken insan vücudunu incelemeye başladı. Kitabın her bir sayfasını öğrenmek ve anlamak için kendi beden hareketlerinden faydalandı. Genç yaşta kayak, vücut geliştirme, yoga, kung-fu ve jimnastikle ilgilenmeye başlayan Joe, 14 yaşına geldiğinde vücudu insan anatomisi görsellerine referans olabilecek hale bürünmüştü. Zaman içinde modern yaşam tarzının, kötü duruşun ve yetersiz solunumun, zayıf bünyelerin temel sebepleri olduğuna kanaat getiren Pilates, bu nedenle çeşitli egzersiz ve antrenman programları geliştirip, bu programları mükemmel şekilde uygulayabilmek için ihtiyaç duyduğu aletleri tasarlayıp üretti.

Pilates, her ne kadar jimnastik, dalgıçlık ve vücut geliştirme üzerine uzman olsa da 1912 yılında taşındığı İngiltere’de geçimini boksörlük, sirk akrobatlığı, Scotland Yard ve diğer polis okullarında verdiği kişisel savunma teknikleri dersiyle geçimini sağladı.

Birinci Dünya Savaşı döneminde, diğer Alman vatandaşlarıyla birlikte götürüldüğü esir kamplarında esirlere verdiği ve bugün ‘’kronoloji’’ adını alan güreş, kişisel savunma dersleri ve alet jimnastik derslerini harmanlayarak onların fiziksel dirençlerini en üst seviyeye çıkardı.

İngilizler sürekli olarak kamp yerini değiştirse de Pilates, çalışmalarından vazgeçmedi ve 1918 senesinde yaşanan büyük domuz gribi salgınında, Alman esirler güçlenen fiziki dirençleri sayesinde salgından etkilenmeyince, Pilates’in uyguladığı teknik de ön plana çıktı. Joe’nun bu başarısını fark eden kamp sorumlusu onu Isle of Man’deki hastaneye atadı. Pilates burada sorumlu olduğu 30 hastaya her gün egzersiz yaptırdı. O dönemler batı batı tıbbının yeni başladığı zamanlardı; morfin ve ameliyat dışında hastalara uygulanabilecek tedavi yöntemi neredeyse yok gibiydi. Joe’nun egzersiz programına katılan hastalar kısa sürede iyileşme göstermeye başladı ve birçok kişinin ölümüne sebep olan salgın hastalıkların hiç birine yakalanmadı. Düzenli çalışma sonucunda Joe, ilk egzersiz aletini oluşturdu; 30 hastayla her gün çalışmak zordu ve bunun üzerine Joe hasta yataklarına yaylar takarak ilk Cadillac’ı oluşturdu. Böylece hastaları Joe’nun gözetiminde kendi kendilerine egzersiz yapmaya başladılar.

Savaştan sonra Almanya’da metodunu geliştirmeye devam eden ve şehir polislerine öğreten Pilates, 1925 yılı dolaylarında ABD’ye göç etti. Kendisini ABD’ye götüren gemide, ileride eşi olacak hemşire Clara ile tanıştı. İkili, 1926 senesinde New York’ta birçok dans stüdyosunun da bulunduğu Manhattan Bölgesi’nde stüdyo açtı. İkili, yeni hareketler yaratmaya, aralıksız kendi vücutları üstünde denemeye ve başarı elde ettikleri pilates hareketlerini öğrencilerine öğretmeye ve yaptırmaya başladı. Kısa süre içinde kronoloji adını verdikleri bu yöntem, dansçıların kaslarının güçlenmesi, dengelerinin gelişmesi ve tedavileri için vazgeçilmez bir unsur haline geldi.

İkinci Dünya Savaşı döneminde tekrar Almanya’ya dönen Pilates, burada Rudolf Laban gibi önemli dans ve fizik egzersizleri uzmanlarıyla bir araya geldi. Aynı zamanda İngiltere’de verdiği eğitimleri Alman polisine de vermeye başladı. Savaş zamanı Alman ordusuna da eğitim vermeye zorlanınca, dönemin sosyal ve politik düzenlerine uyum sağlayamayınca vatanını terk etme ve ABD’ye kaçma kararı aldı.

ABD’ye döndüğünde eşiyle New York Manhattan’daki 8.cadde’deki stüdyolarında 1960’lara kadar derslere ve eğitimlere devam etti. Joseph Pilates’in ‘’kontroloji’’ adını verdiği metodu, zihin ve beden bütünlüğünü öngören denge, nefes ve hareket sistemlerinin bir sentezidir. Bedenin dengede tutulmasına yardımcı olan ve omurgayı desteklemekte önemli işlevi olan temel kaslar üzerine yoğunlaşan bir egzersiz programı olan pilates, eklem ve kemikleri hayat boyu korumak için kas güçlendiren, esneten ve özellikle içsel karın kaslarının kuvvetlendirilmesi esasına dayanan bir sistemdir.

Joseph Pilates egzersizlerini şöyle tanımlamıştır:

‘’Sadece 3 derste farkı hissedecek, 10 derste farkı görecek, 20 derste tamamen farklı bir vücuda sahip olacaksınız. 30 seans sonunda tamamen yenilenmiş bir vücuda, özellikle de sağlıklı, sıkı karın ve sırt kaslarına sahip olacaksınız.’’

Pilates egzersizlerinin amacı, karın ve sırt bölgelerini eşit oranda güçlendirip, vücudumuzun üst kısmında sağlam bir iskelet oluştururken; bedeni baştan aşağya çalıştırmaktır. Pilatese göre vücut merkezi, derindeki kaslarla bel kemiğine en yakın kaslardan oluşur. Klasik egzersizlerde zayıf kaslar zayıflama, güçlü kaslar güçlenme eğilimindedir. Bu da dengesiz adele yapısına, kronik bel ağrısı ve sakatlıklara yol açabilir. Pilateste kas yapısı bir bütün haline getirilir. Postürünüz düzelir ve ince görünürsünüz. Sakatlanmalar zorlaşır, dayanıklılık artar, metabolizma hızlanır.

Pilateste her bir egzersizin çok kez tekrarı yerine, az sayıda, tam, kontrollü ve belirli bir biçim içinde uygulanması tercih edilir.

Joe’ye göre fiziksel ve zihinsel sağlık birbiri için gerekliydi. Tasarladığı hareketler akıcıydı ve nefes, kontrol ve konsantrasyonla birleşmişti. Sonuç; artan esneklik, güç, beden farkındalığı, enerji ve gelişmiş zihinsel konsantrasyondu. Pilateste karın, alt sırt ve kaba etler vücudun geri kalanının özgürce hareket etmesi için desteklenir ve güçlendirilir. Pilates uygulayıcıları eğitimlerde güç ve esneklik inşa edebilmek için kendi vücut ağırlıklarını kullanırlar. Bunu yüksek düzeyde kardiyovasküler egzersiz üzerine yoğunlaşmadan gerçekleştirmeyi hedeflerler.

Yaşamı boyunca hastalarıyla ilgilenmeye devam eden Pilates, en büyük etkiyi dans komitesinde çalışan Ted Shawn, Ruth St. Denis ve George Balanchine gibi sakatlık geçiren birçok dansçıyı iyileştirerek yarattı. 500 belirli egzersiz tasarlayan Joe, mütemadiyen yeni egzersiz aletleri üretmeye çalışan bir mucitti. Egzersizin beş ana aletini; Reformer, Wunda Chair, Cadillac, Ladder Barrel, Spine Carrector’ı ve daha birçok mükemmel ekipmanı tasarladı.

Kendi için tasarladığı bu ekipmanları daha sonra hastalarına göre modifiye etti. Joe’nun ilk yapmış olduğu ekipmanların birçoğu şu an hala çalışabilir durumdadır.

Yaşamı boyunca iki kitap kaleme almıştır. Bunlardan ilki 1934 yılında yazdığı Your Health : A Corrective System of Exercising That Revolutionies the Entire Field of Physical Education (Sağlığınız: Bedensel Eğitim Alanında Devrim Yapan İyileştirici Bir Egzersiz Sistemi ) adlı başyapıttır. İkinci kitabı Return to Life Through Contrology ( Kontroloji ile Hayata Dönüş) ise 1945 yılında kaleme alınmıştır. Kronoloji ile Hayat Dönüş kitabının ilk paragrafında şöyle yazmıştır: ‘Fiziksel zindelik mutluluk için ilk gereksinimdir. Bizim fiziksel sağlık anlayışımız; günlük rutin işlerimizi içten gelen bir tat ve zevk duyarak, kolay ve tatminkâr bir şekilde yapabilme kabiliyetine sahip, zihni kuvvetli ve bütün kısımları eşit ölçüde gelişmiş bir vücuda erişmek ve bu vücudu korumaktır.’

Joe, 9 Ekim 1967 senesinde, 84 yaşında, icatlarını ve yarattığı sağlıklı vücutları arkasında bırakarak New York kentinde hayata gözlerini yumdu. Eşi Clara 1977 senesinde ölene dek Joseph Pilates’in mirası olan çalışmalara devam etti.

Joseph Hubertus Pilates’in ölümü ardından öğrencileri, metodunu kendi açtıkları stüdyolarda öğretmeye devam etti. Bu süreçte pilates geleneksel/klasik pilates ve modern pilates olarak iki ana dala ayrıldı. Klasik Pilates Joe’nın öğretilerine bağlı kalırken, Modern Pilates kaynağını Joe’nun öğretileri üzerine eklemeler yapan ilk kuşak öğrencilerinden almaktadır.

Joseph Pilates’in ölümü ardında kendi stüdyolarında Pilates metodunu öğreten öğrencilerine ATALAR anlamına gelen THE ELDERS olarak da hitap edilir. Bunlar:

  • Clara Pilates (1883-1977) Joe’nun eşi olan Clara uzun yıllar Joe ile birlikte çalıştı. Eşinin ölümünün ardından da stüdyoda çalışmalarına devam etti.
  • Romana Kryzanowska (1923-2013) Joseph Pilates’e yakın öğrencilerden olan Kryzanowska Joe’nun ölümünün ardından 1970’lerde 8. Cadde’deki stüdyonun müdürü oldu. Romana Kryzanowska Klasik Pilates geleneğinin en iyi bilinen ve saygın muhafızlarından biridir.
  • Mary Bowen (1930-) Jungcu psiko-analist Joseph ve Clara Pilates’in halen hayatta olan öğrencilerindendir. Pilates ve Tin’i harmanladığı eğitimlerini sürdürmektedir.
  • Ron Fletcher (1921-2011) Clara Pilates’in her daim hayranlık beslediği Fletcher, fletcher metodu adını verdiği kendi metodunu geliştirdi. Pilates’i Hollywood camiasına tanıtan kişidir aynı zamanda.
  • Kathy Grant (1921-2010) Lolita San Miguel ile birlikte Joseph Pilates tarafından verilmiş resmi Pilates Pratisyeni belgesine sahip olan tek öğrencidir.
  • Jay Grimes Joe ve ölümünün ardında Clara ile çalışan Grimes, Kryzanowska ile de çalışıp, sonraları onunla beraber ders vermeye başladı. Halen Pilates eğitmenliğini sürdürmektedir.
  • Bruce King
  • Lolita San Miguel (1913-)
  • Carola Strauss Trier (1913-2000) Fletcher gibi o da Modern Pilates temsilcilerindendir.

One thought on “Pilatesin Tarihçesi

  1. Pingback